Şu güzel havada günümü öldürenleri daha doğrusu öldüren o erkek müsveddesini gebertmek istiyorum.
Adam neyini kaybetse benden biliyor. Kayıp eşya bürosu mu yazıyor bi tarafımda. Ehliyetimi en son sendeydi sana vermiştim sana vermiştim sana vermiştim. Ben daha sonra sana verdim ehliyetini diyorum sakinliğimi korumaya çabalayarak.Yok.
Neymiş ben kendi ehliyetimi de kaybetmişim, yolun ortasında antamı açıp karıştırıyormuşum , kesin oradan düşmüş müş. Ben kendimi de kaybederim, ehliyetimi de kaybederim. Sa na ne.
Bikaç bişey kaybettim diye kaybolan her şeyin sorumlusu ben mi oluyorum.
Sonra dedim şunun ağzı kapansın. Gittim elimde olan bir fotoğrafını çoğalttım. Kan grubu kartı da vardı.
Trafik tescilden çıkartırız diyerek.. Arıyorum açmıyor . O telefonu zahmet edip de açmıyor.
Ehliyetle alakalı aç şu telefonu diye mesaj attım. Sonrasında aradı ve '' Ben ehliyeti buldum koltuğun altındaymış'' , siker misin sabaha mı bırakırsın ..
Öyle sorumsuz, öyle vurdumduymaz, öyle çocuk. Kafam dağılır dedim aradım bir arkadaşımı kahve içelim dedim. Ahmetle Mehmetle buluşucaktım dedi iyi dedim. Çıkıcam tek başıma kafamı dinliycem. Kahvemi de yalnız içerim, havamı da yalnız alırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder